24 saat içinde ücretsiz avukat kontrolü

Küresel ölçekte faaliyet göstermek isteyen fintech girişimleri için şirket kaydı, yalnızca resmi bir zorunluluk değil; aynı zamanda güven, itibar ve sürdürülebilir büyüme için hayati bir adımdır. Finans teknolojileri sektörü, regülasyon yoğunluğu ve yüksek güven beklentisi nedeniyle diğer sektörlerden daha karmaşık yapıdadır. Bu yüzden küresel bir fintech şirketi kaydetmek, doğru ülke seçimi, uygun şirket türü, finans lisansları, uyumluluk süreçleri ve uluslararası ödeme altyapıları gibi birçok alanın doğru planlanmasını gerektirir.

Fintech sektörü küresel ticaretin en hızlı büyüyen alanlarından biridir. Dijital cüzdanlar, ödeme ağ geçitleri, para transfer sistemleri, blockchain tabanlı çözümler, yatırım teknolojileri ve açık bankacılık uygulamaları hem bireysel hem kurumsal kullanıcıların alışkanlıklarını köklü şekilde değiştirmiştir. Bu değişim, doğru şekilde yapılandırılmış bir fintech şirketi kurmayı her zamankinden daha önemli hâle getirir.
Birçok girişimci ilk etapta şunu merak eder:
“Fintech şirketimi neden uluslararası kaydetmeliyim?”
Çünkü finans teknolojileri yalnızca yerel kullanıcılarla sınırlı değildir. Sınır ötesi ödeme sistemleri, multi-para birimi işlemler, global entegrasyonlar ve yatırımcı beklentileri, şirketin uluslararası bir statüye sahip olmasını gerektirir. Global olarak kayıtlı bir fintech şirketi:
Güvenilirlik sağlar,
Yatırım alma ihtimalini artırır,
Uluslararası bankacılık sistemlerine daha kolay entegre olur,
Yasal uyumluluğu güçlendirir,
Müşteri tabanını genişletir.
Bu nedenle fintech dünyasında küresel kayıt, sadece hukuki bir formalite değil, stratejik bir büyüme aracıdır.
Fintech şirketi hangi ülkede kurulursa kurulsun, faaliyet gösterdiği pazara göre regülasyonlara uymak zorundadır. Bu yüzden ülke seçimi hem operasyonel maliyetleri hem lisans alma sürecini hem de müşteri güvenini doğrudan etkiler.
Bazı ülkeler fintech girişimlerini çekmek için esnek ve yenilikçi düzenlemeler sunar. Bu ülkeler genellikle:
Daha hızlı şirket kayıt süreçleri,
Daha açık bir finansal regulasyon modeli,
Uluslararası bankalarla güçlü bağlantılar,
Çoklu para birimi altyapısı,
Kolay erişilebilir fintech lisansları
sunarak girişimcilere avantaj sağlar.
“Fintech şirketimi hangi ülkede kaydedersem daha avantajlı olur?”
Cevap her girişimin hedef pazarına, iş modeline ve büyüme stratejisine göre değişir. Ancak bazı ülkeler global fintech kayıtlarında öne çıkar:
Estonya – Dijital altyapısı, e-Residency sistemi ve Avrupa Birliği avantajları ile tercih edilir.
Litvanya – Avrupa’nın en hızlı lisans veren regülasyon kurumlarından birine sahiptir.
İngiltere – Açık bankacılık alanında dünyanın en gelişmiş ekosistemlerinden biridir.
Singapur – Asya pazarına açılmak isteyen fintech’ler için güçlü bir merkezdir.
ABD (Delaware ve Wyoming) – Yatırım odaklı fintech girişimlerinin en sık kaydolduğu bölgeler arasındadır.
Her ülkenin avantajları farklıdır; bu nedenle seçim stratejik analiz gerektirir.
Fintech şirketi kurmak, diğer sektörlere kıyasla daha fazla hazırlık gerektirir. Çünkü finans sektörünün temel beklentileri güvenlik, doğrulama, uyumluluk ve şeffaflıktır.
Her ülke farklı şirket türleri sunar. Ancak fintech girişimleri genellikle:
Sınırlı sorumluluk modeli (LLC / Ltd),
C korporasyon benzeri yapılara,
Finansal hizmet şirketlerine özel türlere
yönelir. Birçok girişimci doğal olarak şunu sorar:
“LLC mi yoksa daha gelişmiş bir şirket türü mü tercih etmeliyim?”
Erken aşamada LLC çoğunlukla yeterlidir; ancak yatırım almayı planlayan fintech girişimleri çoğunlukla kurumsal yapıyı güçlendiren bir şirket türüne geçiş yapar.
Küresel fintech şirketi kurmak için işletme hesabı açmak kritik bir gerekliliktir. Uluslararası bankalar ve fintech dostu dijital bankacılık hizmetleri bu süreçte büyük avantaj sağlar.
Fintech şirketinin güvenilir kabul edilmesi için:
KYC (Müşterini Tanı)
AML (Kara Para Aklamayı Önleme)
GDPR veya ülkeye göre veri koruma kuralları
Lisans ve izin şartları
PCI-DSS ödeme güvenliği standartları
gibi süreçlere uyması gerekir. Bazı girişimciler bu noktada sıkça şunu merak eder:
“Fintech lisansı olmadan faaliyet gösterebilir miyim?”
Hizmetin türüne göre evet veya hayır değişir. Ödeme hizmetleri, e-para işletmeleri, para transferi sağlayıcıları ve açık bankacılık çözümleri genellikle lisans gerektirir. Ancak sadece yazılım geliştiren bir fintech girişimi için lisans zorunlu olmayabilir.
Bu bölüm, girişimcilerin kayıt sürecinde en çok ihtiyaç duyduğu bilgileri akıcı bir şekilde açıklar.
İş modeli kayıt sürecini doğrudan etkiler. Ödeme işlemi yapan bir fintech ile yatırım teknolojisi sunan bir platform aynı gereksinimlere sahip değildir.
Her ülkenin finansal düzenleyicisi vardır. Örneğin:
ABD’de FinCEN
İngiltere’de FCA
Avrupa’da ESMA
Singapur’da MAS
Bu kurumlarla uyumlu olmak, fintech şirketinin sorunsuz ilerlemesini sağlar.
Fintech dünyasında veri güvenliği tartışmasız bir zorunluluktur. Bu nedenle güçlü bir şifreleme ve güvenlik altyapısı şirketin profesyonel görünmesini sağlar.
Fintech kayıt sürecinden sonra şirketin ödeme altyapısını güçlendirmesi gerekir. Stripe, Checkout.com, Wise Business, Payoneer, PayPal, Adyen gibi platformlarla entegrasyon, küresel pazarda rekabet avantajı yaratır.
Bu adımlar süreci daha anlaşılır hâle getirir ancak liste mantığına boğulmadan açıklayıcı şekilde sunulur.
İlk aşama ülke seçimi ve şirket yapısının belirlenmesidir. Ardından gerekli belgeler hazırlanır ve şirket kaydı yapılır. Bu aşamada dijital kimlik doğrulaması, pay sahipliği yapısı, faaliyet alanı ve adres beyanı gibi belgeler gereklidir.
Kayıt tamamlandıktan sonra banka hesabı açma ve fintech’e özel lisans gereksinimlerini karşılama süreci başlar. Bu süreç oldukça önemlidir çünkü şirketin uluslararası ödeme sistemlerine erişebilmesi için finansal altyapısının hazır olması gerekir.
Uyumluluk politikalarının oluşturulması, gizlilik sözleşmeleri, KYC süreçlerinin tanımlanması ve risk yönetimi modellerinin hazırlanması da kayıt sonrası kritik adımlardır. Fintech girişiminin profesyonel görünmesi, bu belgelerin eksiksiz şekilde oluşturulmasıyla mümkün olur.
Hayır. Birçok erken aşama fintech girişimi iki–üç kişilik ekiplerle kayıt yaptırabilir. Önemli olan iş modelinin net olmasıdır.
Evet. Birçok girişim Türkiye’de faaliyet gösterirken şirketini yurtdışında kurmayı tercih eder. Bu tamamen iş stratejisine bağlıdır.
Zor olabilir; ancak doğru ülke seçimi ve uyumluluk süreçleriyle bu zorluk kontrol altına alınabilir.
Ülkeye göre birkaç günden birkaç haftaya kadar değişebilir.
Küresel ölçekte fintech şirketi kaydetmek, girişimcilerin finans teknolojileri alanında güvenilir, rekabetçi ve ölçeklenebilir bir yapı oluşturmasını sağlar. Doğru ülke seçimi, uygun lisans yapısı, güçlü bir uyumluluk modeli ve sağlam finansal altyapı, fintech girişimlerinin uluslararası pazarda sürdürülebilir büyüme sağlamasına yardımcı olur. Girişimin global potansiyeli doğru bir kayıt süreciyle çok daha güçlü bir temele oturur; böylece fintech ekosisteminde uzun vadeli başarı için sağlam bir yol açılır.
Neler Farklı?
24 saat içinde ücretsiz avukat kontrolü
Basit online ve çevrimiçi 3 adımlı süreç
Kayıt, dava desteği ve marka izlemesi

Kayıt, dava desteği ve marka izlemesi
Küresel alanda marka hizmeti ve desteği
%95 başarı oranı ile markanız bizimle güvende
Süreç Nasıl İşliyor?
Bir markanın tescil edilebilmesi için ayırt edicilik kriterini sağlaması gerekmektedir. 24 saat içinde sonuç ve öneri.
Siparişi tamamladıktan sonra bir uygulama taslağı hazırlayacağız. Onaylandıktan sonra, yasal temsil sağlayarak sizin adınıza dosyalayacağız.
Başvuru, ilgili Fikri Mülkiyet Ofisi (IPO) tarafından değerlendirilir, olası itirazlar için yayınlanır ve onaylanır.
Başarılı bir tescilin ardından markanız, başvuru tarihinden itibaren geçerli olur ve süreç boyunca rüçhan hakkını korur.
Bize Yazın
