Uluslararası pazarlara açılmak, Türk şirketlerinin rekabet gücünü artırmak, yabancı yatırımcı çekmek ve küresel varlık göstermek için en önemli adımlardan biridir. Bu adımı atmanın en etkili yollarından biri de Türkiye’den yurtdışında bir şube şirket (foreign subsidiary) açmaktır. Bir iştirak, başka bir ülkede kurulan ve ana şirkete ait olan ayrı bir tüzel kişiliktir. Bu yapı sayesinde Türk işletmeleri, yeni fırsatlardan yararlanırken hukuki ve finansal riskleri de en aza indirebilir.
Yabancı İştirak Nedir?
Yabancı iştirak, başka bir ülkede kurulan ancak Türkiye merkezli bir ana şirkete ait olan bir işletmedir. İştirak, kurulduğu ülkenin yasaları çerçevesinde faaliyet gösterir ve kendi hukuki kimliğine sahiptir. Şubeden farklı olarak, iştirak kendi adına sözleşme imzalayabilir, banka hesabı açabilir, mülk sahibi olabilir ve borçlarından doğrudan sorumlu olur.
Örneğin, Türkiye merkezli bir teknoloji şirketi, Avrupa Birliği pazarına erişmek için Almanya’da bir iştirak kurabilir. Ana şirket Türkiye’de kalırken, iştirak Avrupa’da yerel bir şirket gibi faaliyet gösterebilir.
Türkiye’den Yurtdışında İştirak Açmanın Faydaları
Türkiye’den yurtdışında iştirak açmak şirketlere birçok avantaj sağlar:
-
Yeni pazarlara erişim: Şirketler, distribütörlere bağlı kalmadan AB, ABD veya Orta Doğu gibi bölgelerde doğrudan satış yapabilir.
-
Vergi avantajları: Bazı ülkeler yabancı yatırımcılar için vergi teşvikleri sunar.
-
Yerel güvenilirlik: Yerel bir şirket olarak kayıtlı olmak, müşteriler, tedarikçiler ve resmi kurumlar açısından güven sağlar.
-
Yasal uyum kolaylığı: Yerel bir şirket olarak faaliyet göstermek, iş gücü, lisanslama ve diğer yerel yasalara uyumu kolaylaştırır.
-
Ana şirketin korunması: İştirak ayrı bir tüzel kişilik olduğundan, borçlar iştirakle sınırlı kalır ve Türkiye’deki ana şirketi doğrudan etkilemez.
Hukuki Yapı Seçenekleri
Bir Türk şirketi yurtdışında iştirak açmaya karar verdiğinde, hedef ülkenin yasalarına göre farklı hukuki yapılar arasından seçim yapabilir. En yaygın olanlar şunlardır:
-
Limited Şirket (LLC): Basit yapısı ve sınırlı sorumluluk avantajı nedeniyle popülerdir.
-
Anonim Şirket (Corporation): Daha büyük ölçekli işletmeler için tercih edilir, yatırım ve hissedar yapısına uygundur.
-
Ortak Girişim (Joint Venture Subsidiary): Yerel ortaklarla birlikte kurulur ve kaynakların paylaşımı sağlanır.
Ana şirket genellikle iştirak üzerinde çoğunluk hissesine sahip olur. Ancak bazı ülkeler yerel ortak zorunluluğu getirebilir.
Yurtdışında İştirak Açma Süreci
Ülkelere göre süreç değişse de genellikle şu adımlar izlenir:
-
Pazar Araştırması: Talep, rekabet ve yasal çevreye göre hedef pazar belirlenir.
-
Şirket Türünün Seçilmesi: LLC, Corporation veya başka bir yapı seçilir.
-
Tescil İşlemleri: Ana sözleşme, hissedar listesi ve kayıtlı adres gibi belgeler ilgili ülkenin kurumlarına sunulur.
-
Banka Hesabı Açma: Sermaye yatırımı ve operasyonel giderler için gerekir.
-
Vergi Kaydı: Vergi kimlik numarası alınır, KDV ve gelir vergisi gibi yükümlülükler yerine getirilir.
-
Yönetici veya Temsilci Atama: Bazı ülkeler yerel bir yönetici veya yönetim kurulu üyesi talep edebilir.
-
Lisans ve Ruhsatlar: Sektöre göre gerekli izinler alınır (finans, sağlık, inşaat vb.).
Gerekli Belgeler
Her ülkenin talepleri farklıdır ancak genelde şu belgeler istenir:
-
Türkiye’deki ana şirketin ticaret sicil kayıtları (yeminli tercüme ve apostil ile)
-
Yeni iştirak için hazırlanmış ana sözleşme
-
Hissedar ve yöneticilerin kimlik bilgileri
-
Kayıtlı ofis adresi belgeleri
-
Banka referans yazıları (bazı ülkelerde)
Vergisel Hususlar
Yurtdışında iştirak açarken vergi planlaması kritik önem taşır. Şirketler şunları göz önünde bulundurmalıdır:
-
Kurumsal vergi oranı
-
Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları (DTA): Türkiye birçok ülke ile DTA imzalamıştır. Böylece aynı kazanç iki kez vergilendirilmez.
-
Transfer fiyatlandırması kuralları: Ana şirket ile iştirak arasındaki ticari işlemler piyasa değerine uygun olmalıdır.
-
Stopaj vergileri: Temettü, lisans ücreti veya faiz ödemelerinde uygulanabilir.
Riskler ve Zorluklar
İştirak kurmanın faydaları olduğu kadar çeşitli zorlukları da vardır:
-
Bazı ülkelerde yüksek kuruluş ve uyum maliyetleri
-
Dil ve kültür engelleri nedeniyle yönetim zorlukları
-
Çalışma yasalarının farklılığı sebebiyle artan işçilik maliyetleri
-
Politik veya ekonomik istikrarsızlık riski
-
Karmaşık mevzuat ve sürekli hukuki danışmanlık ihtiyacı
Örnek Senaryo: Türk Şirketinin Avrupa’ya Açılımı
Diyelim ki Türkiye merkezli bir tekstil üreticisi, Avrupa’da doğrudan satış yapmak istiyor. Hollanda’da bir iştirak kurduğunda:
-
AB pazarına gümrük engeli olmadan giriş yapabilir.
-
Hollanda’nın Türkiye ile olan vergi anlaşmalarından faydalanır.
-
Yerel şirket kimliğiyle Avrupalı müşterilerin güvenini kazanır.
Bu yapı sayesinde Türkiye’deki ana şirket kontrolü elinde tutarken, AB iş kültürüne uyum sağlar.