24 saat içinde ücretsiz avukat kontrolü

Uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler için ticari marka yalnızca bir isim, logo veya sembolden ibaret değildir; markanın itibarı, güvenilirliği, pazardaki konumu ve uzun vadeli büyüme kapasitesini temsil eden stratejik bir varlıktır. Bu nedenle uluslararası ticari marka anlaşmazlıkları şirketlerin karşısına çıkan en kritik hukuki sorunlardan biri hâline gelir. Küresel ticaret genişledikçe markaların sınır ötesi görünürlüğü artmış, bu da markaların daha fazla taklit edilmesine, ihlal edilmesine veya tescil çatışmalarına yol açmıştır.

Bir markanın uluslararası alanda korunması, yerel mevzuatın ötesinde çok daha karmaşık bir süreçtir. Çünkü her ülkenin marka hukuku farklıdır, tescil sistemleri farklı işler ve marka hakkının kapsamı ülkelere göre değişiklik gösterir. Bu nedenle uluslararası arenada markaları korumak, bilinçli bir strateji ve proaktif yaklaşım gerektirir.
Birçok işletmenin aklındaki ilk soru şudur:
“Markamı bir ülkede tescil ettirmek diğer tüm ülkelerde koruma sağlar mı?” Hayır. Ticari marka koruması ulusal veya bölgesel düzeydedir. Yani Türkiye’de tescil edilen bir markanın otomatik olarak ABD, Almanya veya Japonya’da korunması mümkün değildir.
Bu nedenle markasını global pazara açmayı planlayan işletmelerin erken aşamada uluslararası marka koruma stratejisi oluşturması gerekir.
Uluslararası ticari marka anlaşmazlıklarının arkasında birden fazla gerekçe olabilir. Bu nedenleri iyi anlamak, anlaşmazlık risklerini en aza indirmenin ilk adımıdır.
Birçok işletme şu soruyu sorar:
“Benimle aynı adı kullanan bir firma başka bir ülkede markayı benden önce tescil ederse ne olur?”
Bu, uluslararası marka davalarının en sık görülen konusudur. Çoğu ülke “ilk tescil eden hak kazanır” prensibi ile hareket eder. Bu nedenle sizden önce aynı adı alan rakip firma, o ülkedeki marka hakkının yasal sahibi olabilir. Böyle bir durumda:
Ürününüzün o ülkede satışını engelleyebilir,
Markanızı kullanmanızı yasaklatabilir,
Web sitesi alan adı kullanımınızı bile kısıtlayabilir,
Gümrükte ürünlerinize el koydurabilir.
Bu nedenle marka koruma süreci her zaman proaktif olmalıdır.
Birçok ülkede bazı kişiler veya şirketler, yabancı markaların seçtiği isimleri erken davranarak tescil ettirir. Amaç genellikle:
Markadan para talep etmek,
Tescili devretmek için baskı kurmak,
Marka sahibini ticaretten alıkoymak.
Özellikle Çin, Hindistan ve bazı Güney Amerika ülkelerinde bu tür kötü niyetli tesciller oldukça yaygındır. Bu nedenle uluslararası pazara açılmadan önce kritik ülkelerde erken tescil yapılması hayati önem taşır.
Bir firmanın başka bir firmanın tescilli markasına çok benzeyen bir isim, logo veya ambalaj kullanması marka ihlaline neden olur. Bu tür ihlaller genellikle:
Online satış platformlarında (Amazon, Etsy, eBay),
Sosyal medya hesaplarında,
Reklam kampanyalarında,
Web sitesi alan adlarında ortaya çıkar.
İhlalin kapsamı geniştir; yalnızca birebir kopyalama değil, tüketiciyi yanıltacak kadar benzer kullanım bile ihlal kapsamına girer.
Küresel markaların en sık yaşadığı sorunlardan biri de markayı içeren alan adının başka biri tarafından alınıp kullanılmasıdır. Özellikle şu sorular sık gelir:
“Markam.com başka birinin elinde, hukuken geri alabilir miyim?” Evet, WIPO nezdinde domain anlaşmazlıkları için özel bir çözüm yolu vardır: UDRP. Ancak markanın tescilli olması ve karşı tarafın kötü niyetinin kanıtlanması gerekir.
Bir markanın başka firmalar tarafından aşırı benzer şekilde kullanılması durumunda markanın ayırt ediciliği zayıflayabilir. Bu durum, ünlü markaları özellikle etkiler. Apple, Nike, Samsung gibi markalar sulandırma davalarına sık sık başvurur.
Uluslararası marka koruması sanıldığının aksine tek bir yasa üzerinden değil, ülkelere göre farklı sistemler üzerinden ilerler. Ancak uluslararası koordinasyonu sağlayan bazı anlaşmalar ve uygulamalar vardır.
Dünyanın en çok kullanılan uluslararası marka tescil sistemi Madrid Protokolü’dür. Tek başvuruyla 130’dan fazla ülkede marka koruması sağlanabilir. Ancak bu sistem, her ülkede otomatik tescil anlamına gelmez; her ülke kendi kriterleriyle değerlendirir.
Birçok kişi şu hataya düşer:
“Madrid sistemi her şeyi tek seferde çözüyor sanıyordum.” Hayır, Madrid sadece başvuru kolaylığı sağlar. Reddedilme ihtimali yine vardır ve her ülke bağımsız karar verir.
AB ülkelerinin tamamında geçerli tek bir tescille geniş bir koruma alanı sağlar. Ancak bir ülkede sorun çıkması, tüm başvurunun reddine neden olabilir.
ABD, Kanada, Çin, Japonya gibi büyük pazarlar kendi ulusal sistemlerine göre değerlendirme yapar. Uluslararası pazara açılmak isteyen markaların bu ülkeleri stratejik olarak listeye alması gerekir.
Bir anlaşmazlık yaşandığında çözüm süreci, ülke hukukuna ve anlaşmazlığın türüne göre değişiklik gösterir.
Marka tescili aşamasında benzer bir marka tespit edilirse ilgili ülke makamına itiraz edilebilir. Bu yöntem hızlı ve maliyeti daha düşüktür.
“İtiraz etmek için markanın tescilli olması şart mı?” Hayır. Bazı ülkelerde kullanım ispatı bile itiraz için yeterli olabilir.
Marka haklarının ihlali durumunda mahkemeye başvurmak gerekebilir. Bu süreçlerin maliyeti yüksektir ve uzun sürebilir, ancak güçlü markalar için etkili bir çözümdür.
Domain anlaşmazlıklarında WIPO üzerinden UDRP prosedürü uygulanır. Davalar genelde 45–60 gün içinde çözülür.
Bazı anlaşmazlıklar dava açmadan çözülebilir. Taraflar:
Marka kullanım hakkı,
Coğrafi sınırlama,
Lisans ücreti
gibi konularda anlaşarak sorunu kapatabilir. Özellikle küçük işletmeler için en hızlı ve ekonomik yöntem budur.
Uluslararası pazara açılmadan önce kritik ülkelerde erken tescil yapılması şarttır. Bu ülkeler:
Hedef pazarlar
Tedarikçilerin bulunduğu ülkeler
Üretim yapılan ülkeler
Online satışın yoğun olduğu pazarlar
olarak belirlenmelidir.
Marka seçimi yapılırken şu sorular mutlaka sorulmalıdır:
İsim başka ülkelerde tescilli mi?
Telaffuzu farklı dillerde sorun yaratıyor mu?
Başka kültürlerde olumsuz anlamı var mı?
Alan adı müsait mi?
Bu analiz yapılmadan marka belirleyen işletmeler sonradan büyük anlaşmazlıklarla karşılaşabilir.
Birçok büyük marka, markasının başka ülkelerde izinsiz tescil edilip edilmediğini düzenli olarak takip eder. Bunun için profesyonel marka izleme hizmetleri mevcuttur.
Amazon, Etsy, Alibaba gibi platformlarda markanın izinsiz kullanımını tespit eden özel sistemler vardır. Amazon Brand Registry buna en iyi örnektir.
Evet. Markanın tescil için ticaret yapıyor olması gerekir, ancak bunun sosyal medya üzerinden yapılması mümkündür.
Eğer uzun vadede büyüme, ihracat, e-ticaret veya yurtdışına açılma planınız varsa kesinlikle evet.
İtiraz, yeniden değerlendirme veya dava yolları mevcuttur. Ayrıca marka stratejinizi yeniden yapılandırabilirsiniz.
En güçlü koruma için hem kelime markası hem logo tescili önerilir.
Uluslararası ticari marka anlaşmazlıkları, işletmelerin büyüme planlarını olumsuz etkileyebilen karmaşık süreçler olsa da, doğru strateji ile yönetildiğinde büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Küresel pazarlarda görünen her marka potansiyel olarak korunması gereken bir varlıktır. Erken tescil adımları, kapsamlı bir pazar araştırması, doğru ülke seçimleri ve proaktif izleme stratejileri sayesinde uluslararası arenada markanızı güvenle büyütebilirsiniz.
Doğru kararlar ve zamanında alınmış tedbirlerle marka yolculuğu çok daha sağlam temellere oturur; böylece küresel rekabette güçlü, sürdürülebilir ve kalıcı bir marka kimliği inşa edebilirsiniz.
Neler Farklı?
24 saat içinde ücretsiz avukat kontrolü
Basit online ve çevrimiçi 3 adımlı süreç
Kayıt, dava desteği ve marka izlemesi

Kayıt, dava desteği ve marka izlemesi
Küresel alanda marka hizmeti ve desteği
%95 başarı oranı ile markanız bizimle güvende
Süreç Nasıl İşliyor?
Bir markanın tescil edilebilmesi için ayırt edicilik kriterini sağlaması gerekmektedir. 24 saat içinde sonuç ve öneri.
Siparişi tamamladıktan sonra bir uygulama taslağı hazırlayacağız. Onaylandıktan sonra, yasal temsil sağlayarak sizin adınıza dosyalayacağız.
Başvuru, ilgili Fikri Mülkiyet Ofisi (IPO) tarafından değerlendirilir, olası itirazlar için yayınlanır ve onaylanır.
Başarılı bir tescilin ardından markanız, başvuru tarihinden itibaren geçerli olur ve süreç boyunca rüçhan hakkını korur.
Bize Yazın
