24 saat içinde ücretsiz avukat kontrolü

Avrupa Birliği (AB), küresel girişimciler için yalnızca geniş bir pazar değil; aynı zamanda stabil ekonomi, güçlü regülasyonlar ve modern altyapı gibi avantajlarıyla şirket kurmak için cazip bir bölgedir. Özellikle e-ticaret, teknoloji, danışmanlık ve uzaktan hizmet sunan işletmeler, AB ülkelerinde şirket kurarak hem marka güvenilirliğini artırmak hem de Avrupa pazarına kolay erişim sağlamak ister. Fakat “en iyi ülke” kavramı herkes için aynı değildir; ideal tercih, işletmenin ihtiyaçlarına, bütçesine ve hedef pazarına göre değişir.
Birçok girişimcinin aklındaki ilk soru genellikle şudur: “Yeni kurulan bir şirket için hangi AB ülkesi en mantıklı başlangıcı sunar?”
Bu sorunun yanıtı tek bir ülkeyle sınırlı olamaz çünkü AB içinde girişimcilik ortamını şekillendiren faktörler çeşitlidir: Vergi düzenlemeleri, şirket kurma maliyetleri, banka hesaplarına erişim, dijital altyapı, idari kolaylıklar ve yabancı girişimcilere sağlanan destekler gibi.

AB ülkeleri, işletmelere yalnızca yasal bir adres sunmaz; aynı zamanda güçlü bir marka algısı, yatırım fırsatlarına erişim, yüksek alım gücüne sahip geniş bir müşteri kitlesi ve korumalı bir ticaret altyapısı sağlar. Avrupa Birliği içinde kurulan bir şirket, 27 ülkeye tek pazar prensibi sayesinde serbest dolaşımla iş yapabilme fırsatı elde eder.
Yeni kurulan şirketler açısından şu sorunun cevabı kritik bir başlangıç noktasıdır: “AB’de şirket kurmak bana hangi somut avantajları sağlar?”
Bu avantajları özetlemek gerekirse:
Avrupa pazarına hızlı giriş
Uluslararası müşterilerde güven artışı
Güçlü bankacılık altyapısı
Stripe, PayPal, Revolut gibi ödeme sistemlerine kolay entegrasyon
Yabancı girişimcilere yönelik teşvikler
Düşük vergili bölgelerde avantajlı yapılar
Dijital girişimcilik için uygun ortamlar
Her ülke aynı seviyede avantaj sunmasa da AB genelinde girişimcilik ortamının güçlü olduğu inkâr edilemez. Burada önemli olan, işletmenin amaçlarıyla uyumlu olan ülkeyi seçmektir.
Bir AB ülkesini “yeni kurulan şirketler için ideal” yapan şey nedir? Bu soruya doğru yanıt vermeden ülke seçimi yapmak zordur. Çünkü bazı ülkeler vergi avantajı sunarken, bazıları dijital bürokrasiyi kolaylaştırır; bazıları ise prestij açısından daha güçlü bir konuma sahiptir.
Değerlendirilecek temel kriterler:
Şirket kurma süresinin kolaylığı
Kuruluş maliyetleri
Yıllık bakım ve muhasebe giderleri
Vergi yapısı (kurumlar vergisi, KDV, temettü vergisi)
Banka hesabı açma kolaylığı
Yabancı girişimcilere yönelik politika
Dijital altyapı ve online süreçler
Avrupa içi geçerlilik ve uluslararası prestij
Uzaktan yönetim imkânı
Bu kriterler çerçevesinde ön plana çıkan ülkeler, yeni kurulan işletmeler için en avantajlı seçenekleri sunar.
Aşağıdaki ülkeler, girişimciler arasında en çok tercih edilen, süreçleri kolay, bankacılık altyapısı güçlü ve maliyetleri yönetilebilir seçenekler olarak bilinir. Her biri farklı bir avantaja odaklandığı için seçim yaparken işletmenin özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak gerekir.
Estonya, dünyanın en gelişmiş dijital devlet sistemlerinden birine sahip olduğu için yeni kurulan işletmeler için benzersiz kolaylıklar sunar. Özellikle e-Residency programı, dünyanın her yerinden girişimcinin Avrupa merkezli bir şirket kurmasına olanak tanır.
Estonya’nın öne çıkan avantajları:
Tamamen online şirket kuruluşu
E-resident olarak uzaktan yönetim
Avrupa'nın en yenilikçi dijital altyapısı
Yeniden yatırıma sıfır vergi (dağıtılmayan kâr vergisizdir)
Düşük idari yük
Start-up dostu politikalar
Birçok girişimcinin merak ettiği temel soru şudur: “Estonya’da şirket kurmak için oraya gitmek gerekir mi?”
Hayır. Estonya bu yönüyle Avrupa’nın en erişilebilir girişimcilik ekosistemlerinden birine sahiptir.
Ancak küçük bir detay önemlidir: Banka hesabı açmak bazı durumlarda fiziksel varlık gerektirebilir; dijital bankalar ile bu süreç kolaylaşmıştır.
Estonya özellikle yazılım, danışmanlık, SaaS, dijital ürünler ve e-ticaret yapan yeni şirketlere son derece uygundur.
İrlanda, AB içinde en düşük kurumlar vergisi oranlarından birine (yüzde 12.5) sahiptir. Bu nedenle Google, Meta, Apple gibi devler Avrupa merkezlerini burada kurmuştur. Yeni kurulan şirketler için de güçlü bir altyapı ve prestij sunar.
İrlanda’nın öne çıkan özellikleri:
AB’nin en düşük kurumsal vergi oranlarından biri
Uluslararası prestij açısından çok güçlü bir imaj
Teknoloji şirketleri için muazzam ekosistem
Çok uluslu şirketlere komşu olmanın yarattığı avantaj
İngilizce konuşulan bir ülke olması
Kolay şirket kuruluş süreci
Tek sorun, Estonya kadar dijital ve ucuz olmamasıdır. Fakat prestij açısından İrlanda şirketi genellikle çok güçlü bir izlenim bırakır.
Çoğu kişi şunu merak eder: “İrlanda şirketi start-up’lar için iyi mi?”
Evet, özellikle global hedefli teknoloji firmaları için en güçlü seçeneklerden biridir.
Hollanda, AB’nin en köklü ticaret ülkelerinden biridir. Lojistik gücü, şirket yasalarının modernliği ve uluslararası iş kültürü sayesinde yeni kurulan işletmeler için ciddi avantaj sunar.
Hollanda'nın avantajları:
Avrupa’nın kalbinde stratejik konum
Çok güçlü hukuki altyapı
Yabancı girişimciler için erişilebilir şirket yapıları
Güçlü bankacılık sistemi
Uluslararası ticaret için ideal ortam
Hollanda, özellikle büyük ölçekli veya hızlı büyümeyi hedefleyen şirketler için öne çıkar. Ancak maliyet Estonya ve Kıbrıs gibi ülkelere kıyasla daha yüksektir.
Şu soru sıkça sorulur: “Yeni başlayan bir işletme için Hollanda çok mu pahalı?” Başlangıç seviyesi işletmeler için maliyet yüksek olabilir; ancak markalaşma odaklı firmalar için güçlü bir tercihtir.
Güney Kıbrıs, AB üyesi ülkeler arasında en düşük kurumlar vergisi oranlarından birini (yüzde 12.5) sunar. Ayrıca şirket kuruluş süreçleri hızlıdır ve bankacılık altyapısı yabancılar için uygundur.
Öne çıkan özellikler:
Düşük kurumlar vergisi
KDV avantajları
İngilizce konuşulan iş ortamı
Uygun maliyetli şirket kuruluşu
Dijital iş modelleriyle uyumlu yapı
Kıbrıs, özellikle e-ticaret ve dijital girişimler için pratik bir çözümdür.
Malta, özellikle gaming, finans teknolojileri, yazılım ve dijital hizmet sunan şirketlerin tercih ettiği bir AB ülkesidir.
Vergi sistemi karmaşık görünse de doğru yapılandırmayla efektif vergi oranlarını oldukça düşük seviyeye çekmek mümkündür.
Malta’nın avantajları:
Yabancı yatırımcıya açık sistem
İngilizce konuşulan iş kültürü
Fintech ve dijital girişimler için güçlü ekosistem
Vergi iadesi mekanizması ile düşük efektif vergi
Yeni kurulan şirketler arasında popülerdir, ancak muhasebe süreçleri daha detaylıdır.
Almanya, şirket kurmanın prestij açısından en yüksek değerlendirildiği AB ülkelerinden biridir.
Güçlü sanayi, yüksek alım gücü ve disiplinli iş kültürü, Almanya'yı cazip bir merkez hâline getirir.
Avantajları:
Avrupa’nın en güçlü ekonomisi
Yüksek müşteri güveni
Gelişmiş hukuk ve ticaret altyapısı
B2B girişimler için büyük fırsatlar
Dezavantajı ise süreçlerin daha detaylı ve maliyetli olmasıdır. Yeni kurulan dijital işletmeler için değil, daha kurumsal yapılar hedefleyen girişimler için mantıklıdır.
Aşağıda kısa bir özet perspektif sunmak, kararı kolaylaştırabilir:
En hızlı ve en dijital kurulum: Estonya
En prestijli ve teknoloji dostu ortam: İrlanda
Uluslararası ticaret ve lojistik için en iyi konum: Hollanda
En düşük vergili ve bütçe dostu seçenek: Güney Kıbrıs
Fintech ve gaming odaklı girişimler için: Malta
Kurumsal büyüme hedefleyenler için: Almanya
Bu tablo, işletmenin hedeflerine göre net bir yönlendirme sağlar.
Hayır, şart değildir. Ancak:
AB müşterileriyle çalışmak
Avrupa ödeme sistemlerine erişmek
Amazon / Etsy / Shopify AB pazarlarına açılmak
Vergi avantajlarından faydalanmak
Kurumsal güvenilirliği artırmak
gibi hedefleriniz varsa AB şirketi kurmak büyük avantaj sağlar. Bu nedenle birçok yeni şirket, ürün veya hizmetlerini Avrupa’ya taşımak için AB merkezli yapıları tercih eder.
Yeni kurulan işletmeler için şirket yapısı, sadece hukuki bir detay değil; tüm iş modelinin bel kemiklerindendir. Avrupa Birliği ülkeleri arasında seçim yaparken:
Kurulum hızı
Vergi yapısı
Şirketin hedef pazarı
Sektörel uyum
Banka hesaplarının erişilebilirliği
Markalaşma hedefleri
gibi değişkenler göz önünde bulundurulmalıdır.
Başlangıç düzeyindeki birçok işletme için Estonya ve İrlanda öne çıkarken, büyümeyi hedefleyen markalar Hollanda ve Almanya’yı seçebilir. Fintech ve dijital alanlarda Malta, düşük vergili ve uygun maliyetli seçenek arayanlar için ise Güney Kıbrıs ideal olabilir.
Hangi ülkeyi tercih ederseniz edin, önemli olan kuracağınız şirket yapısının işinizle uyumlu olması ve sınır ötesi ticarette sürdürülebilir bir temel sunmasıdır.
Neler Farklı?
24 saat içinde ücretsiz avukat kontrolü
Basit online ve çevrimiçi 3 adımlı süreç
Kayıt, dava desteği ve marka izlemesi

Kayıt, dava desteği ve marka izlemesi
Küresel alanda marka hizmeti ve desteği
%95 başarı oranı ile markanız bizimle güvende
Süreç Nasıl İşliyor?
Bir markanın tescil edilebilmesi için ayırt edicilik kriterini sağlaması gerekmektedir. 24 saat içinde sonuç ve öneri.
Siparişi tamamladıktan sonra bir uygulama taslağı hazırlayacağız. Onaylandıktan sonra, yasal temsil sağlayarak sizin adınıza dosyalayacağız.
Başvuru, ilgili Fikri Mülkiyet Ofisi (IPO) tarafından değerlendirilir, olası itirazlar için yayınlanır ve onaylanır.
Başarılı bir tescilin ardından markanız, başvuru tarihinden itibaren geçerli olur ve süreç boyunca rüçhan hakkını korur.
Bize Yazın
